Başarı mı istiyorsunuz yoksa Deneyim mi?

20.06.2021 9:41

Sanki bu soru biraz çelişkili gibi gelebilir ancak detayları okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız. 

Elbette deneyim başarının anahtarıdır. Deneyim olmadan elde edilen bir başarıya ancak şans denebilir ve bu sürdürülemez. 

Günümüzde pek çok yazılım şirketi ya parlak bir fikirle ya popüler ürünleri takip ederek (çoğunlukla taklit) ya da belirli bir sektörün gereksinimlerini görerek ürün geliştirme aşamasına geçiyor. 

Bu girişimleri çoğunlukla teknolojik ya da finansal altyapısı olmayan girişimciler gerçekleştirmek istiyor.

Elbette bunların çoğu değişik sebeplerle başarısız oluyor. Fakat bu başarısızlıklardan elde edilen deneyimler doğru bir şekilde değerlendirilemiyor.

Çocukluğumuzdan beri duyarız hepiniz bilirsiniz. "Edison ampulü 999 kez denedikten sonra yaptı" diye. Bu bize sabır ve çalışma ile başarının yakalanacağını anlatmak için güzel bir hikaye olabilir.

Ancak yeni kurulmuş bir girişim yada yeni başlanan bir proje için bu ne kadar geçerlidir? 999 kez firma yada proje batırmayı göze alabilir misiniz? Sizin bu kadar enerji yada kaynağınız var mı?

Amacınız Deneyim kazanmak mı yoksa Başarılı olmak mı?

Başarısız projelere pek çok neden sayılabilir. Ancak bu nedenleri bire düşürmek istersek "Yanlış Başlamak" diyebiliriz. 

Yanlış başladığınız bir işte deneyim kazanabilirsiniz ama başarılı olmanız mümkün değil. Ancak bu deneyimi dönüştürecek enerjiniz varsa başarı yolunda adım atabilirsiniz. Tabi öncelikle bu başarısızlığı kabul etmeniz gerekir. 

Girişimciliğin güzel tarafı çevik ve çalışkan olmaktır. Ancak kötü tarafı ürettiğine aşırı bağımlı olması ve başarısızlığı kabul etme noktasında direnmesidir. 

İşte sizin yada kurduğunuz ekipteki parlak kişilerin göstereceği bu direnç deneyimi başarıya dönüştürememenin temel nedenidir. 

Bunu engellemenin en güzel yolu bir şeylerin yanlış gittiğini görebilecek deneyime sahip kişileri ekibinize katmadan dışarıdan size destek vermesini sağlamaktır. 

Burada bu kişileri ekibe dahil etmek, ekipten biri olarak görmek te yapılacak önemli yanlışlardan bir tanesidir. 

Çünkü bu kişi ekibe dahil olursa, artık elde edilecek ürünün değil kendi üretiminin başarısı noktasında ısrar edecek ve gerektirdiğinde yön değişikliğini sağlayamayacaktır.

Sık ağaçlarla kaplı bir ormanda yol inşaatı yapıldığını düşünün. Ağaçları kesen işçiler neredeyse önlerini bile göremezken, hangi ağacı keseceklerini ve hangi yöne gideceklerini bilemezler. Onlara hangi ağacı keseceklerini ve ne tarafa devireceklerini gösteren kişiler yani ekip liderleri de bir kaç yüz metreyi bilebilir fakat doğru yolda olduklarını bilemez. Ormanı yüksekten gören dışarıdan bir gözün tüm bu olanları izlemesi ve liderleri yönlendirmesi gerekir. Gerektiğinde yönü değiştirebilmesini bilmelidir. Bu herkesi izleyen kişiye gel birazda sen ağaç kes derseniz bu iş olmaz. Elbette ekipten geri bildirimler alır, ancak ekibin dışında ve yalnızdır. Ekipteki bir işçinin günde kaç ağaç kestiği,  liderin kaç metre yol açtığı performans değeri iken, dışarıdan olan gözün performans değeri ne kadar az ağaç kesildiği ve ne kadar kısa mesafede hedefe ulaşıldığıdır.

İşte bu deneyimi dışarıdan sağlamanız işinize doğru başlamanızı, doğru ilerlemenizi yada en kötü ihtimalle duvara çarpmadan önce en az zararla bu işi kapatmanıza neden olacaktır. 

Size küçük bir deneyimimden bahsetmek istiyorum. Bana yapılan bir iş teklifi nedeniyle CTO pozisyonu için bir görüşme yaptım. Şirket belirli ölçüde finansal kaynağa sahipti ve hedeflediği sektörde yatırım yaparak yazılım geliştirmek istiyordu. Fikir daha önceden bana iletildiği için kısa bir araştırma yaptım ve görüşmeye bu şekilde katıldım. Sektördeki diğer rakiplerden, mevzuatın gerektirdiği altyapıdan ve bu işi yapmak için kurulması gereken ekipten bahsettikten sonra, pazarın büyüklüğünden ve bu hedefe ulaşmak için yasal düzenlemeler ve tarihlerden bahsettim. Açıkçası tüm bu çalışmayı bu işe kabul edilmek için yapmıştım. Karşı tarafı etkilediğimi de düşünüyordum, ancak olmadı. Çünkü şirket yetkilileri fizibilitelerini yanlış yaptıklarını anladıkları için bu yatırımdan vazgeçtiler. Tabi ki bu şirket kurulsaydı pazara bir ürün çıkartırdı, ancak kalitesiz, başarısız olma ihtimali yüksekti. Ben yaptığım küçük çalışma ve geçmiş deneyimlerim ile bunun önüne geçerek şirketin kaynağının kötü kullanılmasını engelleyerek katkı sunduğumu düşünüyorum. Ancak buda benim için başarısız bir deneyim oldu. Çünkü hedefim o pozisyonda iş sahibi olmak iken, pozisyonu tamamen ortadan kaldırarak kendime bir başarı elde edemedim. 

İşte şimdi bu ve bunun gibi pek çok deneyimimi sizinle paylaşmak istiyorum.

Amacım sizin halen yürüyen ya da başlamayı düşündüğünüz projelerinize bir de bu gözle bakmanızı sağlamaktır.

Amacım başarılı olmanız değil doğru yolu görmenizdir. Bunu nasıl değerlendireceğinizi siz bilirsiniz. 


Sosyal Medya